Bireysel psikoterapiye başlamak, yaşamda önemli bir dönüm noktasıdır. Çoğu zaman, yas, somatik ya da psikiyatrik bir hastalığın teşhisi, kayıplar gibi beklenmedik zorlayıcı deneyimler; göç, ebeveynlik, ilişki kopuşları veya emeklilik gibi degisimler; ilişkisel, mesleki ya da ailevi sorunlar ya da açıklanamayan, devam eden ve yaşamı olumsuz etkileyen fiziksel şikayetler, kişinin kendisiyle derinlemesine çalışması ihtiyacını doğurur.

Bu kırılgan anlar, endişe, karar vermede zorlanma, karmaşa hissi veya tekrarlayan başarısızlıklar gibi durumlar, psikoterapiye başlamak için uygun zamanlardır. Ve bu süreçte, yaşamda iyileşmeyi sağlamak için yapılması gereken değişiklikleri belirlemek mümkün olur.

İlk üç seansı tanışmak ve birbirimizi tanımak için ayırmayı öneriyorum. Bu ön görüşme, sizin tarafınızdan benim çalışma tarzımın size uygun olup olmadığını değerlendirmek, benim açımdan ise size yardımcı olup olamayacağımı görmek için önemlidir. Böylece, terapötik sürecin gerektirdiği bağlılık için güvene dayalı bir ortam ve iş birliği oluşturabiliriz. Terapi süresini başlarken tahmin etmek mümkün değildir. Bazı terapiler birkaç ay sürerken, bazıları birkaç yıl devam edebilir. Terapinin başlamasıyla birlikte, ihtiyaçlarınıza ve terapinin gereksinimlerine göre seansların sıklığını ve çerçevesini birlikte belirlenir.

Yoğun belirtilerin yasandigi durumlarda, bazen ilaç tedavisi gerekebilir. Bu gibi durumlarda, bir psikiyatristten destek almanızı önerebilir ve yönlendirmelerde bulunabilirim.